Şenol Güneş, uzun bir mühlet sonra Beşiktaş’ın seyircisi önüne çıktı. Lakin bu sefer mesken sahibi olarak değil, konuk olarak bu stadyumdaydı. Beşiktaş seyircisi kendisine gereken saygıyı gösterdi, Şenol Güneş de maç sonrası açıklamaları ile Beşiktaş’a karşı olan olumlu hislerini açığa vurdu. Attıkları golden sonra sevinmemesi ve direkt kulübeye gitmesi, Beşiktaş’a karşı duyduğu sevgi ve hürmetin bir göstergesiydi. Kendisine teşekkür ediyorum.
Maçla ilgili yorumlarıma gelirsek; her iki kadro da başa baş oynadı diyebiliriz.
Ancak Beşiktaş’ın net gol durumları Trabzonspor’unkinden daha fazlaydı. Daha 3. dakikada Beşiktaş, Rafa ile öne geçebilirdi.
Böyle denk güçteki grupların oynadığı maçlarda sonucu yapılan yanılgılar belirler. Gerçekten, Trabzonspor’u öne geçiren gol bu türlü bir yanılgı sonucunda geldi. Rafa Silva birebir yirmi saniye içinde birebir yanılgıyı ikinci sefer yapınca, bu kusur bir gole mal oldu. Bu kusur için Rafa’yı suçlamadım; her oyuncu benzeri yanılgılar yapabilir. Kıymetli olan o yanılgıyı telafi etmesidir. Rafa da attığı golle yaptığı yanılgıyı telafi etmiş oldu.
Yalnız Rafa’nın oyununda bir keyifsizlik gözlüyorum. Son haftalarda alanda heyecansız ve isteksiz bir Rafa Silva var. Bir sorunu varmış izlenimi veriyor. Şayet bir sorunu varsa, idarenin ve teknik grubun süratle çözmesi gerektiğine inanıyorum. Rafa kalitesinde oyuncular bu ülkeye çok sık gelmiyor.
Rafa deyince Immobile’yi de anmamak olmaz. İtalya’da gol krallığı yaşamış bir oyuncuya makus oyuncu demek mümkün değil fakat Beşiktaş’ın mevcut takım yapısına uygun bir oyuncu değil. Çok uzun bir ortadan sonra, birinci defa bu maçta üç defa kaleye şut çekti. Lakin kâfi değil. İleride topu ayağında tutup, ekibin atağa çıkmasına yardımcı olamıyor. Çok top kaybına karşın, Semih ileride ondan daha çok top tutup, gruba nefes aldırıyor.
Hocanın yeni transferlere birinci on birde yer vermemesi yanlışsız bir karardı. Amir dışındaki iki Latin Amerikalı futbolcunun ülkeye ve kadroya adaptasyonu vakit alacaktır. Yaşlarının da çok genç olması bu süreci geciktirebilir. Sabırla bu sürecin atlatılmasını beklememiz lazım.
Maçtan bir gün evvel Duhuliye.com sitesinde yayınlanan röportajımda bu maçla ilgili varsayımım sorulmuştu. Benim karşılığım ise; ‘Beşiktaşlı futbolcular alana karakterlerini koyduklarında maçı kazanıyorlar. Bu maçta da şayet karakterlerini alana yansıtırlarsa kesinlikle kazanırlar’ demiştim. Alandaki tüm oyuncular, kazanmak için savaştılar ve beni yanıltmadılar.
Sonuç olarak Beşiktaş bu maçı kazanmayı hak etti. Trabzonspor’dan alınan bu üç puan hem üst sıraları zorlamak hem de moral motivasyonu açısından çok değerliydi. Devamının geleceğine inanmaktayım.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar külliyen müelliflerinin özgün niyetleridir ve Onedio’nun editöryal siyasetini yansıtmayabilir. ©Onedio